Sayın okuyucularım; Bu yazımızda günlük yaşamımızdaki çok önemli bir tehlikeden bahsedeceğiz.’’ALKOL’’ …
İçinde %0,5’den fazla etanol bulunan içkilere ‘’ Alkollü İçkiler’’ adı verilir.Alkolün tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir.İlk bira yapımı 8 bin yıl önce Mezopotamyalılar tarafından yapılmıştır.Sümerlerin 6 bin yıl önce bira ve şarap tükettikleri bilinir.
Alkole bağlı karaciğer hastalıkları özellikle alkol tüketiminin fazla olduğu batı toplumlarında daha fazla görülüyor. Alkol mide ve bağırsaklardan emilerek kana karışır. Alkolün parçalandığı yer karaciğerdir. Ancak karaciğerin sınırlı bir kapasitesi vardır.Birim zamanda zararsız hale getirebileceği alkol miktarı sınırlıdır. Belirli miktarın üzerinde alınan alkol tüm vücudu, özellikle beyni ve kalbi etkiler. Karaciğerin fazla miktarda alkolü zararsız hale getirme işlemi sırasında, diğer fonksiyonları aksar. Hele bu işlem çok uzun sürer ise karaciğer hücreleri hasar görebilir, yapısal değişikliklere uğrayabilir .
Alkollü içkilerin esas maddesi etanol karaciğerde parçalanırken karaciğer hücrelerini tahrip etmektedir. Etanolün yüzde 90'ı karaciğerde parçalanır. Alkolün sindirimi sonucu oluşan asetaldehit karaciğer için tam bir zehirdir.Alkole bağlı karaciğer hastalıkları en basit olarak karaciğer yağlanması, sonra alkole bağlı hepatit ve sonuçta siroza kadar giden bir yelpaze içinde karşımıza çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda ülkemizde karaciğer sirozuna yol açan faktörlerin arasında alkol hepatit B ve C’ den sonra 3. sırayı işgal etmektedir.
Alkolün karaciğer dışındaki zararları nelerdir ?
· Yoğun alkol alımı midede gastrit, reflü hastalığı, ülser için risk faktörüdür.Aşırı bulantı, kusmaya bağlı mide zarında yırtıklar oluşur. . Mide ve yemek borusunda iç kanamalar meydana gelir. Hazımsızlık, karın şişliğine yol açabilir. Barsak fonksiyonlarını etkiler. Hastalık düzeyinde şişmanlığa neden olabilir.
· Kalp kasına zarar verir ve buna bağlı olarak kalp hastalıklarına yol açar (alkole bağlı kardiyomyopati). Kalp atışlarında düzensizlik meydana gelir. Kalp yetmezliğine neden olabilir.
· Cinsel fonksiyonlarda sorunlara neden olur. Erkeklerde sertleşme olmamasına neden olabilir. Kadınlarda ise adet bozukluğuna sebep olabilir. Hamilelerde bebeğin gelişimini olumsuz etkiler.
· Yoğun alkol kullanımı kanser gelişmesi için ciddi bir risk faktörüdür. Özellikle yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserlerine neden olur.Alkole bağlı pankreas iltihabı gelişir.
· Alkolün sinir sistemi üzerine ciddi yan etkileri vardır.Sinirler alkole karşı hassastır, alkol sinir hücrelerini zedeler. El titremeleri, tiklere neden olabilir. Heyecan, telaş, korku, bunalım içkinin meydana getirebileceği problemlerdir.
· Alkol ruhsal sorunlara da neden olabilir.Unutkanlık, irade zayıflığı,hareketlerde ve konuşmalarda kontrolsüzlük oluşabilir. İçki beyni uyuşturur, yürümekte zorluk çekilir, kol ve bacaklarda çekilmeler , yüz ifadesinde bozukluklara neden olur.
· Ayrıca, evliliklerde huzursuzluğun ve boşanmaların en önemli nedeni alkoldür.
· Alkol göz sinirlerini etkiler ve gözde sulanma ve görme bozukluklarına neden olabilir.
· Alkol kullanımına bağlı şiddetli baş ağrıları görülebilir.
Alkolün faydası var mı?
Alkolün sağlığımıza zarar verdiği konusunda bir kuşkumuz olmamalıdır. Alkol kesinlikle sağlığa zararlı zehirli bir maddedir.Ne yazık ki ülkemizde ve yurt dışında alkolün sosyal ortamlarda giderek daha yaygın bir şekilde içildiğini görmekteyiz.Bu durum önemli bir sağlık tehdidi olarak görülmelidir.Bu zararlı içki ya hiç kullanmamalı ya da aşırıya kaçmadan, vücudun kaldırabileceği , karaciğerin parçalayabileceği dozlarda tüketilmelidir. Son yıllarda düşük doz alkol alımının özellikle damarlar üzerinde bazı yararlarının olabileceği ileri sürülmektedir.Bu söylemler alkol tüketimini teşvik etmemelidir !
Gastroenteroglar olarak önerimiz alkolü kullanmamanızdır. Kullanıyorsanız alkol oranı düşük içkileri -özellikle kırmızı şarabı- tercih ediniz.
Ağrı kesicilerle birlikte alkol almayın !
Bilindiği üzere ülkemizde yoğun ağrı kesici ilaçlar kullanılmaktadır.Özellikle Asetaminofen içeren ilaçlar (parol, tylol hot ,vermidon vb ilaçlar) ile birlikte alkol kullanımı alkolün toksik etkilerini artırmaktadır.Bu nedenle alkol alımı esnasında ağrı kesici olarak bu grup ilaçların alınmamasını özellikle vurgulamak istiyorum.Prensip olarak alkol alımı esnasında hiçbir ilaç almamaya özen göstermek gereklidir. Özellikle uyku ilaçları, ruhsal gevşetici, ağrı kesici, antidepressan ve antibiyotiklerden sakınmak gereklidir.
Alkol tüketimi beslenme bozukluğuna yol açar. 1 gr alkolde 7 kalori vardır . Alkol vücut için gerekli olan besin maddelerinden yoksundur. İştahı azaltır. Ayrıca ince barsak ve pankreasa zararlı etkilerinden dolayı besinlerin emilimini bozar. Protein ,yağ ve karbonhidratlardan fakir beslenme, aç karnına içki içme ve karışık içki içme karaciğer hasarını daha da artırır. Ayrıca yoğun alkol alımı nedeniyle vücutta önemli ölçüde vitamin ve mineral eksiklikleri gözlenir. Bu nedenle sürekli alkol içen kişilerin; folat, pyridoxin, B vitamini ,nikotinik asit ve çinko, demir, magnesyum, kalsiyum ve selenyum gibi vitamin ve mineralleri almaları sağlık açısından önemlidir.
Dünyada alkol tüketim sıklığı nedir?
Dünyada alkol tüketiminde ülkeler arasında farklılıklar vardır. Amerikalı erişkinlerin yaklaşık 2/3’ü alkol tüketir.Çoğunluğu aşikar hastalık bulgusu olmaksızın hafif ve orta miktarda içer.
Kişinin alkolik olduğunu kabul etmemesi alkolik karaciğer hastalığının tedavisi ve önlenmesinde önemli bir problem olmaya devam etmektedir.Ne zaman bir hasta ile karşılaşsam ve alkolden bahsetsem, bana ilk söylediği söz şudur; ‘’ Ben alkolik değilim’’.Amerikada 2004 yılında karaciğer hastalığından ölümlerin %44’ünün alkole bağlı olduğu belirtilmektedir. Alkole bağlı hastalıklar gelişmiş ülkelerde en yüksektir.Buna karşın gelişmekte olan ülkelerde de alkol tüketiminde önemli artışlar gözlenmektedir.
2008 yılında yapılan araştırmanın verilerine göre ; erkeklerin 18.8’i alkol kullanıyor. Yüzde 17.3’ü bir dönem kullanmış, yüzde 63.9’u ise hiç kullanmıyor.
Kadınların ise yüzde 3.3’ü kullanıyor, yüzde 3.7’si bir dönem kullanmış. Yüzde 93’ü hiç kullanmıyor. Şehirde yaşayan erkeklerin yüzde 19.5’i alkol kullanırken, kadınlarda bu rakam sadece yüzde 4.4 ile sınırlı. Kırsal kesimde yaşayan erkeklerin yüzde 17’si, kadınların ise yüzde 1.2’si alkol kullanıyor.
Türkiye'de en fazla alkolü Batı Marmara Bölgesi tüketiyor. Her yüz kişiden 23'ü alkollü içki kullanıyor.
Batı Marmara'yı, Ege Bölgesi (yüzde 19) ve İstanbul (yüzde 18) izliyor. En az alkol tüketen bölge yüzde 3'lük oranla Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Yurt genelindeki alkol kullanım oranı ise yüzde 13 olarak belirlendi.
Alkol kullanımının boşanmaya olan etkisi çok önemli bir konudur. Boşanmış her yüz kadından 31'i, ayrıldığı eşinin en beğenmediği üç özelliği arasında 'alkol kullanımı'nı saymıştır. Yine araştırma sonucuna göre, 13 -18 yaş arasındaki gençlerin yüzde 89'unun alkol kullanmadığı, yüzde 11'inin ise bir iki kez daha olsa alkol kullandığı ortaya çıktı.
Kaç yıl süreyle ne kadar alkol alınırsa siroz riski söz konusudur?
Her ne kadar aşırı içki tüketenlerin çoğunda yağlı karaciğer görülmekle birlikte sadece az bir kısmında ileri karaciğer hastalığı görülür.Bu eğilim aşağıda belirtilen risk faktörleri ile ilişkili olabilir.
Alkolun dozu ve içki düzeni son derece önemlidir.
Erkeklerde >60-80gr/gün, kadınlarda >20gr/gün ≥10 yıl içki kullanılması ile siroz riski artar.Ancak bu miktarda içenlerin ancak %6-41’inde siroz gelişir. Bir erkeğin karaciğer hasarı bulgularına sahip olması için günde en az 80 gr. olmak üzere 20 yıl sürekli alkol tüketimi yapması gerektiği saptanmıştır. İki duble rakı yaklaşık 80 gr alkol içerir. 70 cl.rakıda 250 gr alkol bulunmaktadır. Rakının saf alkol miktarı yüzde 42’dir. Genelde akşamları ‘bir ufak’, yani 35 cl. alkol içenler, 147 gram saf alkol alır.
Kadınlar için bu eşik değer günde 40 gr.dır (bir duble rakı). Kadınların alkole karşı dayanıklılığı erkeklere göre daha düşüktür.
Alkolün verdiği zarar kişiden kişiye değişmektedir. Ancak yapılan araştırmalar en düşük riski belirlemeye çalışmıştır. Farklı içkilerin içerdikleri alkol miktarları da farklıdır. Bu nedenle farklı içkileri birbirlerine eşitlemek gerekir. Bunun için standart içki tanımlaması yapılmaktadır.Buna göre bir standart içki; bir kadeh şaraba, bir küçük kutu biraya, bir tek (yarım duble) rakıya, cine, votkaya, viskiye eşittir. Bir haftada üst sınır erkekler için 21, kadınlar içinse 14 standart içkidir. Örneğin bu rakam erkekler için 21 kadeh şaraba, 10,5 duble rakıya tekabül eder.
Rakı masalarında fazla kolesterol içeren beyin ve karaciğer gibi sakatat türü gıdaların bulunmasını sağlık açısından doğru bulmuyoruz.Alkol ile birlikte bu cins beslenme karaciğeri fazlasıyla yorar. Alkol tiryakilerinin , alkolle birlikte proteinli gıdalar (et, peynir, yoğurt, yumurta, balık gibi) tüketerek kısmen de olsa karaciğeri korumaları gerekir.
İçmenin düzeni de riski belirlemede önemlidir.Hafta sonu içmekten ziyade hergün içmek , yemeklerin dışında içmek ve şarap dışı içkileri içmek siroz riskini artırmaktadır.Vitamin A-E eksikliği riski artırmaktadır. Hepatit C varlığı ile birlikte alkol kullanımı siroz riskini 30 kat artırır.Sürekli alkol tüketen kişilerin mutlaka sarılık testlerini yaptırması, hepatit B ve hepatit C yönünden tetkik edilmesi şarttır.Hepatit B ‘ye karşı bağışık değilse (anti HBs antikoru (-) ise) mutlaka hepatit B aşısını yaptırması gereklidir.
*Cinsiyet
Bayanlarda alkole bağlı karaciğer tahribine 2 kat hassas olduğu ,erkeklere göre daha düşük dozda ve daha kısa süreli alkol alımında şiddetli alkole bağlı karaciğer hastalığı gelişebileceği belirtilmektedir. Aynı miktarda alkol alımından sonra erkek ve kadınlarda alkol kan düzeyinin farklı bulunduğu belirtilmektedir.Kadınlarda midede ADH (Alkol dehidrogenaz) aktivitesi erkeklere göre daha düşüktür.Bu enzimin alkol eliminasyonunda ciddi rolü vardır.
*Kilo ve Tip 2 Şeker Hastalığı
Vucut kilosu ve açlık kan şekerinin yüksekliği, yoğun içki içenlerde karaciğer tahribinde bağımsız risk faktörüdür.Şişman iseniz veya şeker hastalığınız varsa alkollü içkiler riski artırmaktadır ,kesinlikle içki içmeyiniz. Çünkü böylelikle diyabetin hasarına alkolün hasarı da ekleniyor . Bunun yanı sıra tehlikeli kan şekeri düşmelerine rastlanıyor. Aç karnına 2 kadeh içki şekeri iyice düşürüyor ve karaciğer bunu dengeleyemez hale geliyor.
*Genetik
Alkole karşı duyarlılıkta genetik yatkınlık önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.İkizlerde, alkoliklerin birinci derecede akrabalarında alkolizmin 4 misli fazla görülmesi bunun göstergesidir.Alkolik bireylerin çocuklarında alkol alışkanlığı gelişme olasılığı yüksektir.
SON SÖZ: Alkol tüketimi kötü bir alışkanlıktır, mutlaka sakınınız