KOLON (KALIN BARSAK) KANSERİ ÖNLENEBİLİR BİR KANSERDİR !
1.Kolon kanseri nedir?
Barsak mukoza (barsağın iç yüzeyini döşeyen tabaka) hücrelerinin kontrolsüz aşırı çoğalması barsak tümörlerinin oluşmasına neden olur.Genel olarak barsakların iyi huylu tümörleri polip olarak ve kötü huylu olanları ise kanser olarak adlandırılır. Sindirim sisteminde, ince bağırsaklardan sonra gelen yaklaşık 1,5 metre uzunluğundaki kolonda (kalın bağırsak) ve onun “rektum” adı verilen son 15cm’lik bölümünde oluşan kanser hastalığı kolon ve rektum kanserleri olarak adlandırılır.
2.Kolon kanseri sık görülen bir kanser midir?
Hem ülkemizde hem de dünyada sık görülen kanser türüdür.Kadınlarda akciğer ve meme kanserinden sonra 3. sırada, erkeklerde ise akciğer ve prostat kanserinden sonra 3. sırada görülen kanserdir.Kalın barsak kanseri 50 yaşından sonra görülen kanserler içinde sıklık derecesi bakımından önemli bir yer tutuyor.İstatistikler bir milyon nüfuslu bir toplumda yılda ortalama 500 kanser vakasının görüldüğünü ortaya koymaktadır.Düzenli sağlık taramalarının yapıldığı toplumlarda ise kolon kanserlerinde ciddi bir azalma söz konusudur.Bu da erken tanının önemini bir kez daha bizlere göstermektedir.
|
3.Kolon polipi nedir ?
Kalın barsağın iç yüzeyini döşeyen tabakanın (mukoza) barsak içine doğru çıkıntı yapacak şekilde büyümesidir.Poliplerin mikroskopik olarak değişik türleri vardır.Bunlar içinde adenomatöz tip polipler çok önemlidir.Kalın barsak kanserlerinin büyük çoğunluğu bu poliplerden köken almaktadır.Polipler tespit edildiğinde endoskopi uzmanı tarafından polipektomi denilen yöntem ile kolaylıkla çıkarılır.
4.Kolon polipleri belirti verir mi?
Genellikle belirti vermez.Kolonoskopi esnasında tespit edilir.
Bazı hastalarda makattan kanama, karın ağrısı, bazen ishal, büyük poliplerde kabızlık ve nadiren barsak tıkanmasına yol açabilir.
5.Polip kansere dönüşür mü?
Can alıcı nokta budur.Barsak kanseri genellikle barsak polibinin yıllar içinde hücresel değişikliğe uğrayarak habisleşmesi ile oluşur.Adenomatöz polipler mikroskopik olarak hafif dereceli değişiklikler (low grade displazi) ve ardından şiddetli mikroskopik değişiklik (high grade displazi) evrelerinden geçip önce erken evre kanser ve daha sonra da geç evre kansere dönüşürler.Bu değişim ortalama 10 yıllık bir süre içinde gerçekleşmektedir.
Polip-kanser ilişkisinin bu kadar net bir şekilde ortaya konması kolon kanserlerinin önlenebileceği fikrini doğurmuştur. Zira bir hastada polip saptandığında bu polipin alınması ile bu hastada ileride oluşabilecek olası barsak kanseri önlenmiş olacaktır.Bu nedenle polipler teşhis edildiği anda mutlaka polipektomi ile alınmalıdır.
6.Polipektomi nedir? Nasıl uygulanır?
Barsak poliplerin kolonoskopi ile çıkarılması işlemine polipektomi adı verilir. Hafif olarak uyutulmuş olan hastanın kolonoskop ile kalın barsağına girildikten sonra polibe bir metal kement atılır.Sonra burası koter ile yakılarak polip kesilir ve polibin tümü dışarı çıkarılır.Bu işlem ağrısız bir işlemdir ve hasta herhangi bir şey hissetmez.Çıkarılan polip mikroskopik tetkik için mutlaka patolojiye gönderilir.Polibin hücresel yapısı son derece önemlidir. Bazen polip alındığında kanser hücreleri saptanabilir.Bizim bu şekilde tanı koyduğumuz hastalar oluyor. Polibin kesildiği yer olan polip sapı temiz ise polip ve kanser erken evrede tümü ile tedavi edilmiş olur. Böylece hasta kanser için ayrıca büyük bir ameliyattan kurtulmuş olur.
7.Barsak kanserinin belirtileri nelerdir?
Kolon kanserinin başlangıç evresinde karında dolgunluk hissi, hafif ağrı, iştah kaybı, kilo kaybı, çabuk yorulma ve ishal görülebilir. Ayrıca kabızlık olabilir. Kullanılan ilaçlara rağmen kabızlık devam edebilir. Bu evrede henüz barsak daralmamıştır ve belirtiler bağırsak kanseri tanısı koymak için yeterli değildir. Fakat hastada bu tip şikayetlerin olması hastanın mutlaka incelenmesini gerektirir. Kural olarak ileri yaşlarda (45 yaş üzeri) ortaya çıkan dışkılama alışkanlığının değişmesi mutlaka tetkik edilmeyi gerektirir.
Yetişkin yaş grubunda dışkının kalem gibi incelmesi, dışkıda kanama olması, dışkılamada yetersiz boşalma hissi, dışkılama sonrası tekrar dışkılama hissi varlığı (tenesmus), dışkıda mukus (sümüksü görünüm) bulunması, makatta dolgunluk hissi, bulantı, kusma kolon kanserinin belirtilerinden biri veya birkaçı olabilir.
Günlük çalışma hayatımızda makattan kanama olan hastaların kendi kendine bu kanamayı hemoroide bağladığını sık görüyoruz.’’ Benim makattan kanamam var ama ben bunun nedenini biliyorum ‘’.Nedir diye sorduğumda; ‘’ hemoroid (basur) kanamasıdır’’ diyorlar. Hastayı bir şekilde kolonoskopiye ikna ediyoruz ve kolona bakıyoruz ; sonuç kolon kanseri ! Bu şekilde başlayıp kolon kanseri tanısı koyduğumuz epeyce hastamız vardır.Bu nedenle yetişkin hastaların makattan kanaması olduğunda mutlaka uzman doktora başvurmasını ve mümkünse kolonoskopi veya en azından sigmoidoskopi yaptırmasını şiddetle öneririm.
Barsak kanseri erken evrede tespit edilemez ise barsaktaki daralma artmaya başlar.Böylece dışkı geçişi giderek daha da zorlaşır. Barsak içeriği barsak hareketleri ile ilerlemek ister ancak tümörün oluşturduğu darlığı geçemez.Bu şekilde hastada önce giderek artan kabızlık ve arkasından şiddeti ve süresi giderek artan, kıvrandırıcı ağrılar ortaya çıkar.
Hastada teşhis konamaz ve gerekli tedavi yapılmazsa hastalık ilerler ve şikayetler daha da ağırlaşır.Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı daha da belirginleşir.Barsak tamamen tıkanır.Hastanın durumu oldukça ağırlaşır. Bu tablodaki bir hastanın acil ameliyata alınması gereklidir ve ne yazık ki ameliyatın riski fazladır.Her zaman söylediğimiz ‘’ erken teşhis erken tedavi ‘’, ‘’kanserden değil geç kalmaktan korkunuz ‘’ söylemleri bu durumda çok daha fazla önem kazanıyor.
Hastada demir eksikliğine bağlı anemi (kansızlık )ortaya çıkar ve hasta soluk bir görüntü verir.Yetişkin yaş grubunda demir eksikliği anemisi saptanan her hastada, yine gaitada gizli kan (+) olan hastalarda mutlaka mide ve barsaklar endoskopik olarak tetkik edilmelidir.Bu kuralı hiçbir hastada bozmamak gerekir.Zira hastalar gastroskopi ve kolonoskopiden korktukları için işlemi kabul etmeyebilir.Bu durumda hastaya gerekli bilgiler mutlaka verilmeli ve hasta ikna edilmeye çalışılmalıdır.Günümüzde bu işlemler için hastalara damardan uyutucu ve ağrı kesici iğneler yapılmakta ve hastalar herhangi bir ağrı hissetmemektedir.
8.Barsak kanserinin nedenleri nelerdir?
Kolon kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemektedir fakat oluşumunda etkili olan bazı çevresel ve genetik nedenler vardır. Kalıtsal etkenler bu konuda büyük öneme sahiptir. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimali normalden daha yüksektir.Nedenleri şu şekilde sıralamak mümkündür;
a.Adenomatöz polip : Günümüzde kolon kanserinin en önemli nedenidir.Kolon kanseri %90 polip zemininde gelişir.
b.Ailevi kolon polipozisi :Kalıtımsal bir hastalıktır.Bu hastalarda erken teşhis konursa barsağın tümü alınarak kanser gelişmesi önlenir ve hasta normal ömrünü yaşar.
c.Polipozisle birlikte olmayan herediter kolon kanseri sendromu
d.İnflamatuar barsak hastalığı (Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı) : Ülseratif kolit ve Crohn hastalığının kalın barsakları tuttuğu durumda barsak kanseri gelişme riski normal kişilere göre artmaktadır. Bu risk hastalık süresi uzadıkça, barsakta tutulan alan arttıkça, hasta tedavisiz kalır ise ve sklerozan kolanjit denilen bir hastalığın birlikte olduğu durumlarda daha çok artmaktadır.Bu hastalığı olan hastaların ortalama 10 yıllık hastalık süresinden sonra kanser gelişme riski yönünden takip edilmesi gerekir. Bu durumun bilinmesi ile hastalar belli bir program dahilinde takip edilir ise risk azaltılabilir ve kanser gelişecek olsa bile çok erken dönemde tespit edilebilir.
e.Kişinin daha önce kalın bağırsak, meme, yumurtalık veya rahim kanseri geçirmiş olması
f.Radyasyon : Pelvik bölgeye radyasyon uygulanan hastalarda rektum (barsağın son kısmı) kanseri gelişme riski vardır.Özellikle prostat, serviks ve vagina kanserleri nedeniyle pelvik radyoterapi uygulanmış hastalarda rektum kanseri riski artmaktadır.Radyoterapiden sonra rektal kanser gelişmesi için geçen sürenin 1-33 yıl arasında değişebileceği düşünülmektedir.
g.Çevresel faktörler ve beslenme : lif yönünden fakir gıdalarla beslenme, şişmanlık, aşırı kalori alımı, düşük fiziksel aktivite, aşırı sigara ve alkol tüketimi;
Batı tipi beslenme barsak kanseri riski arttırmaktadır. Burada en önemli faktör fazla yağlı beslenme ile ilişkilidir. Buna karşın taze sebze ve meyve ile beslenme kepeği ayrılmamış hububatlar ile yapılmış ekmekler ve kalsiyum ise riski azaltmaktadır.
9.Kolon kanseri tanısı nasıl konur ? Hangi tetkikler kullanılır ?
İlk muayenede hekimin bu hastalarda mutlaka parmakla makattan muayene yapması gereklidir.Makata yakın olan (rektum kanseri) kanserler bu şekilde kolayca tespit edilebilir.
Dışkıda kan testi: Bu testle dışkıda görülmeyecek kadar az miktardaki kanamanın özel bazı testlerle saptanması amaçlanıyor.Dışkıda gizli kan saptanan hastaların mutlaka araştırılması gereklidir.
İlaçlı barsak filmi (kolon grafisi) ve kolonoskopi başlıca teşhis yöntemleridir. İlaçlı barsak filmi ile tanı koyma olasılığı %50-70 dolayındadır.Kolon grafisi ile biyopsi alma ve polip çıkarma imkanı olmadığı için günümüzde fazla kullanılmamaktadır. Ancak kolonoskopinin yapılamadığı yerlerde tanı için kullanılabilir.
Günümüzde kolon kanserinin tanı yöntemi kolonoskopidir.Uzman kişilerin yaptığı kolonoskopi ile tanı koyma olasılığı %90 dolayındadır. Küçük polip ve erken evredeki kanserlerin tanısında çok hassas bir yöntemdir.Biyopsi alınarak kesin tanı koyma şansımız vardır.Ayrıca tespit edilen polipler polipektomi uygulanarak çıkarılır ve kişinin kanser olması önlenebilir.
Son yıllarda tomografi ile yapılan ve sanal denilen kolonoskopi de teşhiste kullanılmaktadır. Sanal kolonoskopi ; tomografi cihazından elde edilen bilgilerin, özel bilgisayarlarla endoskopik görüntülere dönüştürülmesi şeklinde tanımlanan sanal kolonoskopide barsağın tümü görüntülenebiliyor. Sanal kolonoskopi bir cm den daha büyük poliplerin tanısını kolonoskopi ile benzer doğrulukla yapabiliyor. Ancak kalın barsak iç yüzeyinin hastalıklarının tanısı, poliplerin çıkarılması ve biyopsi alınması için standart kolonoskopi gerekli olmaktadır.
Kolon kanseri tanısı konan hastalarda karın ve göğüs tomografisi mutlaka çekilmelidir.Hastalığın evresini belirlemek ve uzak organ metastazı ( hastalığın başka bir yere atlaması) olup olmadığını anlamak için bu tetkikler yapılmalıdır.
10.Kolonoskopi nedir? İşlem zor mudur?
Kalın barsağın esnek, bükülebilir ışıklı bir boru şeklindeki cihazla (kolonoskop) incelenmesidir.İşlem ortalama 20-30 dakika sürmektedir.İşlemden önce 2-3 gün posasız diyet uygulanır ve işlemden bir gün önce barsak temizleyici (laksatif ilaçlar) ilaçlar içilir.Barsak ne kadar temiz ise tanıdaki başarımız o kadar yüksek olur.İşlem esnasında barsakta anormal bulgular saptandığı zaman biyopsiler alınır ve patolojiye gönderilir.Polip görülürse polipektomi uygulanır ve polip çıkarılır. Günümüzde kolonoskopi esnasında damardan ilaçlar verilir ve hasta mümkün olduğunca uyuşturulur.Bu şekilde yapılan kolonoskopi esnasında hasta bir şey hissetmez.Sonuç olarak işlem nisbeten kolay bir işlemdir.